Kasım ayının sonuna doğru gerek tv gerek web sitesindeki reklamlar ile vodafone un HTC Desire ı Türkiye’ye getirdiğini duymuşsunuzdur. Iphone 3gs yi sattığım için ve maddi imkanım iphone 4 yada samsung i9000 e yetmediğinden dolayı, kontrat ile htc desire ı almaya karar verdim. Vodafone un sitesinden en yakınımdaki Vodafone shop un telefon numarasını alıp ellerinde desire olup olmadığını ve kontrat şartlarına uygunluğu sordum. Aldığım cevapların pozitif olması sonrasında bir çırpıda gidip desire ımı aldım geldim, toplasanız 10dk sürmedi telefon görüşmem sonrası yeni desire a kavuşmam.
Açıkcası hali hazırda sıkı bir iphone kullanıcısı olan bendeniz, ilk android telefonum olan desire a alışmakta zorlandım. Aslında telefonu ilk elime alıp 3gs ye kıyasla erakanın çözünürlüğünün fazla olması, browser deneyimi, mailler ve HTC’nin son derece başarılı tasarlanmış sense arayüzü hoşuma gitdi. Ancak sonrasında tamamen dokunmatik bir telefona alışmış biri için, hala temel fonksiyonlar için fiziksel tuşlara basma zorunluluğu; standart özelliklerin dışında kalan tüm “asıl” akıllı telefon fonksiyonlarının ise htc sense arabirimi yerine, standart android grafik arabiriminden verilmesi işin tadını kaçırmaya başladı. 2. saatin sonrasında iphone u sattığıma galiba çok pişman olacağım demeye başladım.
Linux ve windows adminliği yapan biri olarak farkında olmadan ios’e o kadar alışmışım ki 2-3 parmak tıklaması ile hallettiğim işlemler için android de menuler arasında boğulmaya başlamak, telefonun arka planda ne işler çevirdiği anlayamamak, markete erişemiyor olmak beni bir anda mızmızlanan bir çocuk havasına soktu. Bir anda mac kullanıcılaının windows sistemlerden neden nefret ettiklerini anlar gibi oldum 🙂 Android gerçektende standar görüntüsü ile ios karşısında çirkin ve karışık bir görüntü çiziyor. Arka planda çalıştırdığı servislerinde ios e göre bir hayli çeşitli olması öğrenme sürecisini uzatıyor.
iphone cidden kolay ve hızlı bir cihaz. Ios çok iyi tasarlanmış vede ne amatör insanları menüler arasında boğuyor, nede kullanım kolaylığı adına profesyonellerin sofistike ihtiyaçlarına cevap vermemezlik ediyor. Ve tüm bunları gerçekten göze hoş gelen ve temiz bir grafik arabirimi ile kullanıcıya sağlıyor. Apple iphone u iphone yapan en önemli özellik aslında applestore dan ileri geliyor. Bunun karşılığı android platformunda ise market olarak geçiyor. Ancak malesef Türkiyede satılan hiçbir android telefonda market uygulamasına yer verilmiyor. Market olmadan android temelli bir cihaz kullanmanın inanın hiç bir anlamı yok. Sonuçda cihaz ile etkileşimi, üzerindeki uygulamalar belirliyor. Kullanıcı yeni uygulamaları indirip kurdukça cihazını tanıyor ona daha da alışıyor. Hal böyleykende market olmadan cihazla ile gelen temel programlara mahkum oluyorsunuz. Ve bu durum, cihaza olan adaptasyon sürecini greksiz şekilde uzatıyor. Android markete alternatif bir takım uygulmalar olsada bunlar malesef size market tadı vermiyor.
Tabi nasıl iphone da jailbreak işlemi varsa android platformunda benzer işlemler söz konusu. Bunlar root ve custom mod olarak açıklanabilir. Çok detaylı bilgi aktarmıyorum sadece üzerinden geçeceğim. Root işlemi telefonunuzda root yetkileri gerektiren işlemleri yapmanıza, programları çalıştırmanıza yarıyor. Root unix sistemlerde, sistemdeki en yetkili kullanıcı anlamına gelir, superuser olarakda geçer. Bir nevi windows işletim sistemlerindeki administrator gibi düşünün. Kısacası android telefonunuzu gönlünüzce kurcalamak değiştirmek istiyorsanız öncelikle telefonunuza root işlemi uygulamanız gerekiyor. Telefondan telefona yapılması gerekenler değişsede mantık aynı. Ve bu işlem sonrasında cihazınızın garanti dışı kalması söz konsu. Türkiye’de satılan android telefonlara bu işlem olmadan marketi kurmak şuan için malesef söz konusu değil.
Gelelim custom mod olayına, bu kısım işin bence daha eğleceli olan kısmı ancak root işlemini ön şart. Custom mod olayı bilgisayarınıza aynı işi gören ancak görsellik ve özellik bakımından birbirinden farkı linux distroları kurmaya benziyor. Aldığınız android telefonun içinde aslında mini bir linux var. Sonuçda android, telefon ve benzer cihazlar için derlenmiş özel bir linux dağıtımından başka bir şey değil. Ve proje, linux tabanlı olduğundan açık kaynak olarak yürütülüyor ve dileyen istedği gibi projeye katkıda bulunuyor kendi anroid sürümlerini oluşturabiliyor. “Custom mod” aslında temel anlamda bir android sürümünden farklı bir şey değil, ancak seçtiğiniz mod a göre gerek grafik arabirim gerekse içindeki özellikler, kullanım deneyimi, performans ve stabilite gibi bir çok noktada değişiklikler söz konusu olabiliyor. Telefonunuzun üreticisinin verdiği android sürümü isteklerinize cevap vermeyebilirken bir custom mod sizi bir çok anlamda mutlu edebiliyor. Şu an internetde bir çok custom mod bulabilirsiniz, her birinin kendine göre +/- leri var, hepsinini kurulabildiği spesifik telefonlar var. Ama küçük bir araştırma ile telefonunuza uygun bir mod bulabilir ve telefonunuzu tabiri caizse başdan yaratabilirsiniz.
Bu kadar laf salatası yeter, farkettiğiniz gibi tamamen genel kültür amaçlı ve düzensiz bilgiler yığını geçtim. Buraya kadar okuduklarınız sizi ancak bir şeylere başlamaya itebilir kesinlikle daha fazlası olamaz.
Gelelim HTC Desire ın özelliklerine:
Özellikler | |
---|---|
3G : | 7.2 Mbps HSDPA bağlantı hızı |
2G Frekans Bandı: | 850/900/1800/1900MHz |
3G Frekans Bandı: | HSDPA 900 /2100 |
Ekran boyutu: | 3.7 inç |
İşletim sistemi: | Android 2.2 |
Bağlantı | Wireless (Wi-Fi 802.11b/g), Bluetooth (2.1 versiyon) |
İşlemci Hızı | 1 GHz |
Radio | Stereo FM Radyo |
Kamera | 5 megapiksel, autofocus, LED flash |
Navigasyon | aGPS desteği |
Dahili/Harici Hafıza | 576MB RAM/micro SD kart desteği |
Boyutlar | 119 x 60 x 11.9 mm |
Ağırlık | 135gr |
Konuşma süresi | 6 saat 40 dk. |
Bekleme süresi | 340 saat |
daha detaylı özellik listesine şu link ile ulaşabilirsiniz.
Cihazın kullanıma dair bir video:
Cihaz video dan farkedileeği üzere cidden hızlı ve kıvrak bir alet. Htc Sense arabirimide telefonu oldukça kullanışlı bir hale gtiriyor, sosyal ağlara entegrasyon hat safhada. Android platformunun olmazsa olmazı gmail ve diğer mail lere erişim basit vede zahmetszice gerçekleştirilebiliyor. Özellikle 3gsden sonra intertte surf deneyimi adeta bir keyif. Bunda cihazın işlemcisi, belleği ve doğal olarak yüksek ekran çözünürlüğünün etkisi büyük. Htc, Desire da 16 milyon renkli amoled ekrana yer vermiş. Amoled ekran super amoled kadar geniş görüş açılarına sahip olmasada normal kullanımda son derece canlı ve net görüntüler oluşturuyor. Metinlerin görüntülemesinde herhangi bir sorunla karşılaşmadım; pdf ve benzeri dökümanları okumak son derece rahat. Ancak hoparlör için aynı şeyleri söylemek güç. Cihazın hoparlörü tiz ve baz seslerde cidden başarısız ve çıkardığı ses iphone 3gs den daha düşük. Yinede idare eder diyebilirim. Görüşme kalitesi ve çekim gücü açısından cihaz kusursuz. 3,5mm lik kulaklık yuvasına dilediğiniz kulaklığı takabilirsiniz kutudan çıkan kulaklıklar orta kalitede ancak ben yinede beğendim.
Wi-fi kullanımı bu tarz bir üründen beklendiği üzere gayet hızı ve kusursuz diyebilirim. Wi-fi bağlantısını yapması, iphone 3gs den daha kısa sürüyor ve sonrasında tüm uygulamar anında wi-fi bağlantısnı ullanmaya başlıyor. Cihaz HSPDA ağını destekliyor ve teorik download hızı 7,2mbit. Bu hız edge bağlantılarında 236.8 kbps e düşüyor. Ancak cihazın HSPDA ağında çok hızlı bir şekilde intert bağlantısı gerçekleştirdiğini ve benim evimde kullandığım 5mbit lik uydunet bağlantımdan daha hızlı bir şekilde surf deneyimi sağladığını söylemem gerekiyor. Kısacası internet hayatınızın bir parçasıysa (bu yazıyı okuduğunaza göre öyle) desire taibri caizse desire(arzu) larınıza cevap verebilecek bir ürün.
Htc Desire aktif kllanım esnasında bir miktar ısınsada bu sizi rahatsız etmiyor. Cihazı henüz 1 kez şarj ettiğimden ,batarya performası konusunda kesin bir yargıda bulunmak pek mümkün olmasada pilin çok hızlı tükendiğini söyleyebilirim. Bir kaç dolum sonrasında pilin tam peformasına ulaşacağını düşünüyorum.
Desire ile birlikte kutudan 4gb micro sd kart çıkıyor ve başlangıç için yeterli olsada kısa sürede dolacağı aşikar. Google Nexus One’ın da üretici olan HTC aslında form faktör olarak nexusu tamamen kopyalamış diyebilirim. Ancak Nexus un aksine Desire ile birlikte bir kılıf gelmiyor olması aslında biraz can sıkıcı. 1000 lira para veripde bir kılıf dahi alamıyor olmak ne kadar hoş siz düşünün. Ebay de kılıf ve ekran koruyucus ve daha bir çok aksesuarı küçü paralara bulmak mümkün. Silikon kılıf+ekran koruyucusunu kargo dahil 3,5 dolara sipariş ettiğimi söylersem sanırım ne demek istediğimi anlatmış olurum.
Aslında Desire, gerek sunduğu kusursuz internet deneyimi, sosyal ağ entegrasyonu, hassas dokunmatik paneli ve gerekse media player, galeri kamera vb. özellikleri ile bir çok kullanıcının ihtiyaçlarına cevap verebilecek potansiyele sahip bir ürün. Ancak daha fazlasını isteyenler mecburen cihazlarını root/custom mod sürecinden geçirmeliler. Aksi taktirde Android foroyo 2,2 sürümüne sahip desire hızlı kıvrak ve akıllı bir pda olarak sizi hayatınızın bir çok alanında destekleyebilecek bir ürün.
Yazının dağınıklığındana ötürü lütfen kusuruma bakmayın. 2.bölümde cihazımızı nasıl root edeceğimizi ve sonrasında benimde bugün kurduğum ve görüntü/kullanım olarak ios e çok benzeyen MIUI modu kurmayı anlatacağım.